25 Haziran 2014 Çarşamba

Bilge Karasu - Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı

1 yorum:

  1. Uzun bir aradan sonra merhaba. Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı beni okurken oldukça zorlayan; konusunu çok beğenmeme rağmen anlamakta sıkıntı yaşadığım bir kitap oldu. Kitapta kitapla aynı ismi taşıyan birinci bölüm altında “Ada” ve “Tepe” öyküleri Dutlar adlı ikinci bölümde ise yine Dutlar adını taşıyan bir öykü bulunmaktadır.
    İlk bölümde (Ada ve Tepe) İkonoklazma -İkona kırıcılık/resim kırıcılık- olarak adlandırılan dönemde eski inançlardan vazgeçme ve yeni inanca bağlanma üzerine yapılan baskılar karşısında keşişlerin, bu baskıya karşı aldıkları tavırlar karşımıza çıkmaktadır.
    İlk öykü Ada’nın kahramanı Andronikos baskıdan kaçarak bir adaya sığınmış; orada inancını ve davranışlarını sorgulamakta, adada barınıp hayatını sürdürebilecek bir yer aramaktadır. Hikâye Andronikos’un yeni ait olduğu yer ile ardında bıraktıkları arasındaki iç çatışmaları aktarmakta iken nasıl bir sonuca varıldığını öğrenemeden bitmektedir.
    İkinci öykü Tepe ise çile çekmek amacıyla bir tepeye tırmanmakta ve arkadaşı Andronikos’u düşünmekte olan Ioakim etrafında kurulmuştur.
    İlk öyküyü okuduğumda kafamda kalan sorulardan bazılarına ikinci öyküde biraz da olsa yanıt bulabildim. Şöyle ki Andronikos’un adaya kaçışından sonra geri döndüğünü ve işkencede öldüğünü ikinci öykü ile öğrendim. Bu durumda bu iki öykünün birbirinin tamamlayıcısı olduğunu söyleyebiliriz.
    Dutlar adlı ikinci bölümde ise yine Bizans dönemindeki baskı ortamının çağdaş versiyonu olan bir baskı karşısındaki tavır ile karşılaşmaktayız. Bu öyküyü oluşturan Mussolini ile İtalya’da baş gösteren faşizm ve 1960’ta Türkiye’de yaşanan olaylar kurgusunun da kitabın bütünleyicisi olduğu görülmektedir.
    Sonuç olarak yazarın öyküleri anlatırken klasik olaylar zinciri şeklinde değil, birbiri içine örülü bir dizgi olarak ele aldığını söylemek mümkün. Öykülerde dış betimlemelerin ve iç konuşmaların sürekli art arda olması, tamamlanmamış cümlelerin kullanımı, zaman boyutunun birbirini takip eden bir şekilde kurgulanmaması kitabı anlamamı ve okumamı zorlaştıran durumlar olsa da bu zamana kadar okumadığımız bir yazarı okuyup tanımanın ve kendimizi biraz da yorarak bir anlam çıkarmanın olumlu olduğu düşüncesindeyim.

    YanıtlaSil