24 Nisan 2016 Pazar

Mahir Ünsal Eriş - Dünya Bu Kadar

1 yorum:

  1. Dünya Bu Kadar’da, roman boyunca, öykü kitaplarından ve dergilerdeki köşe yazılarından samimi diline alışık olduğumuz Mahir Ünsal Eriş’in, zihnimizde tertemiz bir bölüm açıp, o bölümü ince ince, sakin ve derinden doldurmasına büyük bir keyifle tanıklık ediyoruz. Net üslubu aldatıcı olmasın, bu kitap öyle elimize alıp sahilde, parkta, aralıklarla okunacak bir kitap değil. Zira ben, elimden not kağıtlarımı bırakamadan, soluksuz okudum.

    Kitap her seferinde tek karakterden başka yerlere akan ve aynı cümlelerde başlayan üç ana bölümden oluşmakta. Bu bölümlerin her birinde birbiriyle direkt ya da dolaylı bağlantılı karakterlere geçişler, deyimi yerindeyse çok sinsice yapılıyor. Karakterlerin çokluğuna bağlı olarak ilişkileri akılda tutmak çok kolay olmuyor; kalem ve kağıt bunun için gerekli! Eriş, sona yaklaştıkça da kitabın en keyifli noktalarında bir hazine arama macerası sırasında yolları kesişen üç kişi odakta olmakta olmak üzere bu karakterlerin birbirinin hayatlarına nasıl değdiklerini ortaya koyuyor.

    Figen ve kızı Bilge’yi Gölcük Depremi’nde enkazdan kurtaran ve o sayfalarda adı geçmeyen bir karakteri Hilmi adıyla ilerleyen bölümlerde bambaşka bir hikayenin içinde okuyoruz. Ya da Fevziye ve Korhan ile kitap dağıtım işi yapan yardımcıları olan Kara Bahtişen’in hikayesini araya onlarca başka karakter girdikten sonra öğreniyoruz.

    Dünya Bu Kadar, olayları birbirine çok akıllıca bağlayan, insanların hayatlarının nasıl mucizevi tesadüfler üzerine kurulu olduğunu gözler önüne seren, kitapseverler için oldukça ilginç bir tecrübe.

    YanıtlaSil