16 Temmuz 2013 Salı

Ece Temelkuran - Muz Sesleri

2 yorum:

  1. Kesinlikle iyi bir kitap olacağını daha kitabın kapağını açmadan biliyordum. Yanılmamışım. Karakterleri, olayları, betimlemeleri, benzetmeleri, hissettirdikleri, başı, sonu, ismi, kapağı ve kitabı oluşturan tüm parçalarıyla bana kalırsa mükemmel bir ürün bu kitap. Ürün derken kesinlikle ticari bir öğeden bahsetmiyorum. Edebi bir üretimden, değerden bahsediyorum. Bu kitabı gerçekten çok beğendim.
    Başka başka mekânlarda, zamanlarda farklı hayatları yaşayan kadınların öykülerini okudum ben bu kitapta. İlgimi en çok bu çekti. Bu kadınların, işler kötü gitse bile pes etmeyip cesaretle kaderlerini kendi ellerine almaları kesinlikle çok etkileyici. Bu karakterleri Ece Temelkuran’ın yaratmış olması da gayet tabii tesadüf değil. Yoksa bu kitabın yazarı bir erkek olsaydı muhtemelen Filipina, Marwan’la sonu belli olmayan bir yola koyulmazdı, Deniz, İngiltere’nin güvenli sularından Lübnan’nın derin okyanusuna doğru yeni bir maceraya atılmazdı ya da en azından bavulu yanında olurdu. Bence evet böyle olurdu.
    Adı her zaman savaşla anılan Ortadoğu’ya gelirsek; bu kitap bize kesinlikle oradan uzak olmadığımızı hatırlatıyor. İlk başlarda dışarıdan bakmak istiyor insan anlatılanlara ama sonra tam ortasında buluyor kendini olayların. Kaçmanın, görmezden gelmenin imkânı olmadığını anlıyor. Bu yönüyle tartışmasız çarpıcı bir kitap Muz Sesleri.
    Unutmak istemediğim bir tespit:
    “Kavganın kuralı bu, öfkesi daha büyük olan eninde sonunda kazanır.”

    YanıtlaSil

  2. İlk defa okuduğum Ece Temelkuran’ın tarzını ve kitabı “Muz Sesleri”ni oldukça beğendim. Yazarın kitapta birden çok kişinin hikâyesini anlatması fazlasıyla ilgi çekici ve merak uyandırıcıydı. Karakterlerin fazlalığı mekânların da çeşitliliğini sağlamış, Oxford, Paris ve Beyrut’ta (özellikle Beyrut) bizi son derece iyi kurgulanmış olayların içine girebilmemizi sağlamıştır. Yapılan tasvirler öylesine başarılıydı ki Filipina’yı, Marwan’ı, Deniz’i, Zeynab Hanım’ı, Wissam’ı, Dr. Hamza’yı… çok yakından tanıdık, hissettik. Bana göre kitabın en can alıcı bölümleri Dr. Hamza’nın kızı Filipina’ya yazdığı mektuplardı. Filipina’nın annesinden, aşktan ne kadarda etkileyici bahsetti. “ Bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur…”. Yalnız ilk önceleri bazen anlayamadığım ve kitaptan koptuğum zamanlar oldu. Fakat sonra oturdu taşlar yerine. Son olarak farklı bir yazardan güzel bir kitap okumak keyifliydi. Ayrıca Talat’ın kitaba övgüler yağdırması beni benden aldı.

    YanıtlaSil