Kırmızı Saçlı Kadın bir çırpıda okunan sürükleyici bir roman. Roman kendi karakterleri ve olayları yanında etkileyici hikayelerle de desteklendiği için okuyucuyu sıkmıyor. Yakın geçmişten başlayarak günümüze ulaşması da romanın ilgi çekici bir yönü. Bu sayede kendinizi romanın içinde hissedebiliyorsunuz. Yaşananların bir parçası ya da yaşananlara tanık olarak kitabın başında olmak sizi kitaba daha çok bağlıyor. Olayların romanda anlatılan hikayelerle belli noktalarda kesişmeleri, konunun beklenmedik şekilde gelişimi romanı sürükleyici kılan öğelerden.
Romanın en olumlu yanının kolaylıkla okunması ve hızlı bir şekilde akması olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte yüzyıllar önce yazılmış olan efsanelerin (Firdevsi’nin Rüstem ve Sührab’ı ile Sophokles’in Oidipus’u) romanda yer yer karşımıza çıkmasının kitaptan büyük zevk almamı sağladığını belirtebilirim. Aşk, kıskançlık, baba-oğul ilişkilerini tarihsel olaylar üzerinden anlatan yazar bizleri İstanbul’un otuz yıl öncesine götürüyor. Ayrıca o dönemin tiyatrosu ve özellikle kuyu inşaatları hakkında da fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde Cem’in Mahmut Usta’nın çırağı olarak Öngören’de kuyu kazma işini yürütmesi, ikinci bölümünde Cem’in sürekli geçmişi hatırlayarak süren hayatı ve son bölümde ise kırmızı saçlı kadının ağzından geçmişte yaşananlar ile bağlantılar aktarılıyor. Olaylar kurgusunun bazen bizleri şaşırtarak bizleri kitabın içinde sürüklediğini bazen de Türk Filmi gibi sürdüğünü söyleyebilirim.
Kırmızı Saçlı Kadın bir çırpıda okunan sürükleyici bir roman. Roman kendi karakterleri ve olayları yanında etkileyici hikayelerle de desteklendiği için okuyucuyu sıkmıyor. Yakın geçmişten başlayarak günümüze ulaşması da romanın ilgi çekici bir yönü. Bu sayede kendinizi romanın içinde hissedebiliyorsunuz. Yaşananların bir parçası ya da yaşananlara tanık olarak kitabın başında olmak sizi kitaba daha çok bağlıyor. Olayların romanda anlatılan hikayelerle belli noktalarda kesişmeleri, konunun beklenmedik şekilde gelişimi romanı sürükleyici kılan öğelerden.
YanıtlaSilRomanın en olumlu yanının kolaylıkla okunması ve hızlı bir şekilde akması olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte yüzyıllar önce yazılmış olan efsanelerin (Firdevsi’nin Rüstem ve Sührab’ı ile Sophokles’in Oidipus’u) romanda yer yer karşımıza çıkmasının kitaptan büyük zevk almamı sağladığını belirtebilirim. Aşk, kıskançlık, baba-oğul ilişkilerini tarihsel olaylar üzerinden anlatan yazar bizleri İstanbul’un otuz yıl öncesine götürüyor. Ayrıca o dönemin tiyatrosu ve özellikle kuyu inşaatları hakkında da fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde Cem’in Mahmut Usta’nın çırağı olarak Öngören’de kuyu kazma işini yürütmesi, ikinci bölümünde Cem’in sürekli geçmişi hatırlayarak süren hayatı ve son bölümde ise kırmızı saçlı kadının ağzından geçmişte yaşananlar ile bağlantılar aktarılıyor. Olaylar kurgusunun bazen bizleri şaşırtarak bizleri kitabın içinde sürüklediğini bazen de Türk Filmi gibi sürdüğünü söyleyebilirim.
YanıtlaSil